sindelhöyük kasabası

MEŞHUR LAFLARIMIZ

Her köyde olduğu gibi Sindelhöyük halkının da kendine özgü sözcükleri vardır. Duygularımızı ve düşüncelerimizi kendimize has kelimelerle ne güzel anlatırız dilimizde. Adeta yağ ile bal eder bir yöresel konuşmalarımızın bütününü. Kültürel varlığı çok önemli olan memleketimizde, her yöreye mahsus, sırf o yörede halk arası konuşulan ve adeta halk dili haline gelen, bir takım şiveler, deyimler, sözler, sözcükler ve kelimeler vardır. Bu Sindelhöyük toplumu arası anlaşmayı sağlayan argo dili, köy geneli olarak bir lisan haline gelmiştir. Hatta bu lügatçeyi başka illerde kullanırsak anlaşılamaa hale geliriz. Genellikle Kayseri civarı şivesi, yani iç Anadolu insanın konuştuğu bir şekildir bu. Halk için bu konuşulan dil normal algılanmakta ama istanbulca dediğimiz türkçe konuşmayı ise ince ve zarif bir dil olarak kabul ederler. Neticede bizim köyümüze özel olan bu lisan için bir sayfa ayırdım. Bunların söyleniş şeklini ve anlamını aşağıya listedim, gelin hep beraber keşfedelim, çok eğleneceğinizden eminim. Unuttuklarımı siz ekleyin : iletişim

GADASINI ALDIĞIM = "günahların, dertlerin, kederlerin ve acıların hep benim olsun; yeterki sen üzülme ağlama ve acı çekme ben senin yerine üzüleyim" anlamında tatlı bir söz. Ayrıca "lütfen" imasında da kullanılır. "Gadanı alam" veya "gadalarını alırım" yada "gurban olduğum" "gözünü sevim" gibi benzer çekmeler de olabilir. Sadece Kayseri'de rastladığımız bu sevgi ve şefkat sözü iç anadolu insanımızın temiz kalbini nasılda güzel temsil eder aslında.



GENEL SÖZCÜKLER
norüyon = nasılsın
nidiyon = ne yapıyorsun
keleş = güzel
goparah gel = koşarak gel
gop = koş
sıhı dut guverme = bırakma
gel bayım bi = gelebilirmisin
bağle bi = bakarmısın
gaçale = çekilebilirmisin (kaç hele)
ağzıyın çemenini yediğim = gadasını aldığım
goresim geldi = özledim
horanta = kalabalık
gıy = kenar
böğründe = kenarında
nahas = nasıl olduda ...
pırtı = elbise
dal = sırt
dumah = nezle
garerlemiye = tesadüfen
yığıllı = çok
mıcırıh = ezik
ağızla = suyun önüne kurulan set
gasgara = simsiyah
dahar = dekar
epey = bayağı
acep = aceba
zahar = belki
yumzuh = yumruk
ganel = kanal
acer = yeni
döl = çocuk
döl döş = çoluk çocuk
duzluh = yanak
çıra = ışık
canpil = ampul
guyruğu ağri = hayırlı olsun
guru guru gurbanın olam tıhır tıhır gadanı alam = aslı yok
bahale = bakarmısın
dinel = ayakta dur
essah bellen = gerçekci olmayan
yüklü = hamile
gel la = gelirmisin buraya
tülüngümüş = çok bilmiş
başanımış = herşeyi ben bilirim diyen
edirtgen = boş boğaz
yanışah = şımarık
gudurgun = kurnaz
yeğnicek = ağır başlı olmayan
mırçarıh = şımarık
mıcırıh = alçak
goğ gözlü = yeşil gözlü
tay gibi = seri iş gören
gulahları bi bişirimlik = kepçe kulaklı
zom = uzun boylu
deynek gibi = çok zayıf
cırtavuh = ciddi olmayan
motor = traktör
potpotu = sepetli motorsiklet
tahsi = otomobil
payton = at arabası
cin arabası = bisiklet
erincek = üşengeç
ayahtaşı = merdiven
şahba = şapka
bebam = bebeğim
ilaaa = öyle mi
atlah = kadar
dipibi = hızlı
hırıltı = şamata
yapma = tezzek
gasnah = tezzek
kerme = tezzek
mahana = bahane
gumük = kısa
sıhıdi = yüksek sesle konuş
delanlı = delikanli
gırcı = dolu
menemeze = zamanını alarak davranmak
adirme çodürme = dahdiravelli
susaştım = susadım
hedirgeç = ateş ocaklarına koyulup denge sağlayan demir
mahaniyot = römork
hamit = at boyuncağı
givle = raf
alahitmiye = allah göstermesin
haçça bacı gorüyo = hatice hanim görüyormusun
mazi = kanunun teker arasındaki dingil
gabayel = lodos rüzgarı
işlik = gömlek
hısım = akraba
afur = ahır
ıcıcıh = birazcık
ecücük = birazcık
ekece = çok bilmiş
gidişiyor = kaşınıyor
gödek = kısa boylu
çoğneşmiş = uyuşmuş
heyhula = boş gezen
loyluh = iş yapmayı sevmeyen
zopcuh = uzun boylu
appariii = çok şaşırdım
uğurun = habersizce
topah = yuvarlak
yavan = yağsız
sızgıt = et kavurması
miltan = gömlek
naarasın = yok öyle bir şey
naarar = ne arasın
hıştın bah = gözet - kolla
cınnah = tırnak
ızıcıh = çok az
emeüv = çok azıcık
pantul = pantalon
epdez = abdest
ehtiyat = utanmak
cafcaflı = çok hoş güzel
alingirli = başka kimsede ve biryerde olmayınca
sahız atlah = çok küçük bir çocuk (sakız kadar)
gurumuş gufana dönmüş = çok zayıflamış
pasahlı = kirli
nağadar esnek var sende = sana çok nazar değmişler
yer bağlı gitmek gök bağlı gitmek = yere yakın göğe yakın
poşu = atkı
datlu = tatlı
dulda = soğunun gelmediği gölgelik
ireis = belediye başkanı
ireiy = oy
hele öyle di = anladım haklısın



KIZINCA SÖYLENEN LAFLAR
at gibi iş görmek = seri çalışmak
tay gibi iş görmek = seri çalışmak
ağrının dibi = aynı şeyi israrla tekrarlayana denilir
tahırdatma = gürültü yapma
zııınk = sus
söstenme = konuşma
dölek dur = düzgün dur
eşşek kadar adamsın = olgunlaşmış birisin
ciğerinin sapından tutulasıca = ??
gıran giresice = kümes hayvalarında olan bir tür hastalık
avurdunu yırtarım = yanaklarını çekerim
at gibi kişneme = olduğun yerde dur
gıpraşma = kıpırdama
dursun golun ganadın = elin ayağin güzel dursun
mana mana oynatma beni = benimle uğraşma
filiğin osturu = boş söz boş laf
gatülük = gevur
gevur südü = ?
başını yiyesice = ?
gözün sarimesin = dikkatli ol
yazının iti = çok gezen
dalaşma = akıllı dur
yırıl yırıl kohuyor = çok pis bir koku
heç dirlik vermiyor = hiç rahat bırakmıyor
muaavv illallahmıssın = senden bıktım
goma şunu = buna kızarmısın
eşşek gunlatmıssınız burda = evi çok dağıtmıssınız
anet beynet = saçma sapan



HAYVANLAR
psük = kedi
navri = kedi yavrusu
enik = köpek yavrusu
kürük = eşşek sıpası
culluh = hindi
cücük = civciv
cırıh = serçe
tohlu = bir yaşındaki kuzu
yutmuh = koyun kalbi
kosü = köstebek
tospa = kaplumbağ
sıçan = fare
ossurgan böcüğü = hamam böceği
garmice = karınca
kürçük = at yavrusu
candır inek = sığır ile yayılmaya giden sağma ineği
mendofon inek = evde yetişen kaliteli inek
gırma = candır ile mendofonun karışımı (metis)
hollanta = kaliteli ve şişman hollanda inek
simeltel = bir tür inek cinsi
siyah ala = hollanda ineğin bir başka türü
halep = bir tür inek cinsi
camuz = manda
boduh = manda yavrusu
malah = mada yavrusu
düve = genç dişi camuz veya genç inek
gorpe bıza = yeni doğmuş buzağı
dana bıza = yaşına yaklaşmış buzağı
üveyik = yarasa
lalek = leylek
üvez = sivri sinek
epelek = kelebek
mızırga = ?
hacuş = baykuş
gunlamah = hayvan için doğum
hoha = ineklere denir



MEYVELER
gırmızı = domates
badılcan = patlıcan
pürsüklü = havuç
şemşamer = ayçiçek
şemşamer = ayçiçek çekirdeği
sötacı = söğüt ağacı
pahla = fasülye
çardek = çekirdek
pate = patetes
goğ biber = yeşil biber
goğ pahla = yeşil fasülye
gıvrıcıh = marul
FiiLLER
gavuşturmak = aralamak
geçirmek = söndürmek
gopmah = koşmak
çomalamah = fırlatmak
dinelmek = ayakta durmak
day durmak = bebekler ayakta durabildikleri zaman
tostombelek = takla atmak
çimmek = yıkanmak
deynek vermek = amaleler için istirhat molası
amel olmak = ishal olmak
gotbeş atmak = sevinmek
vurulmak = aşık olmak
dumah olmak = nezle olmak
çitmek = çekirdek çitlemek
işmar vermek = işaret etmek
dıhılmah = girmek
sohranmah = kızmak
taplamah = pusu kurmak
azıtmak = kurtulmak için bırakmak
şikarlanmak = kendini naza çekmek
gerneşmek = yerleşmek
oda kaldırmak = büyük temizlik yapmak
gunlamah = hayvan için doğum
engilmek = eğilmek
hinkirmek = sünkülmek
tapıhlamah = dala vurmak
gan almak = idrar etmek
turanlamak = kilitlemek



ZAMAN BiRiMLERi
otoğon = iki gün önce
dün dayıl evelsüün = iki gün önce
gel hafta = gelecek haftaya
guşluh vahti = güneş doğarken
erlik = sahur vakti
bayah = demin
bıldır = geçen sene
bürguniye = iki gün sonra
gecohtu = gece yarısı
cin garanlıh = gece karanlığı
ilkorazı = imsak vakti
devlisüün = ertesi gün



AKRABALIK
hısım = akraba
ağa = baba
aba = anne
gütcağa = ağabey (küçük ağa)
eme = hala
emmi = amca
hala = teyze
gığ = kız
gutcüğüm = kendinden küçüklere denilir (küçüğüm)



iSiMLER
haçça = hatice
irbam = ibrahim
halibam = halil ibrahim
ırımızan = ramazan
ırmıza = rıza
mısa = musa
hatma = fatma



EV ALETLERi
hacet = ev aletleri
garülye = karyola - çift kişilik somya
zemberek = kapı kolu
sındı = makas
şibidik = terlik
çinke = tas
güğüm = büyük bidon
peşkir = havlu
ilaançe = naylon leğen
galpise = büyük çivi
dam = çatı
deynek = sopa
seki = kuru erzakı muhafaza etmek ve ekmek yapılan yer
hazınevi = soğukluk evi
sap = tahılın uzayan kokü
mağ = evin üstünü örtmek için kullanılan ağaç gövdesi
ohla = oklava
dümbelek = darbuka
pense = kerpeten
gufan = asma kilit
ırbıh = ibrik
helkin = süt pişirilen tencere
dırtmıh = tırtmık
patlah = plastik bidon
ağızlık = kuyuların ağızlarına konan ortası delikli taş
ala = öne tutulan önlük
arıstak = raf
aşırma = büyük bakır kova
avadan = kahve soğutacağı
bodu = su testisi
bardak = çamdan yapılmış su testisi
boraç = tahtadan yapılmış su taşımaya yarayan kap
başlık = tandırın hava deliğinin ağzının kapatılmasında kullanılan kerpiçten yapılan araç
boduç = içine yağ ve yoğurt konan küçük toprak çömlek
cıbo = üstü açık yayvan geniş sepet
çingil = bakraç
çömlek = tandırda yemek pişirmek için kullanılan toprak kap
çömçe = sulu yemeklerin tencereden tabaklara boşaltılmasmda kullanılan uzun saplı kepçe
dolak = ince tahtadan yapılmış yağ saklamak için kullanılan kap
döveçek ağaçtan yapılmış havan eli
döveç = sarımsak dövmek için ağaçtan yapılan havan
egiç = kovandaki bak kesmek veya hamuru tahtadan kazımak için kullanılan alet
gözer = kalburun büyük gözlü olanı
evraç = yufka ekmeğini pişirirken çevirmede kullanılan eğri yassı ağaç
hedirgeç = odun ateşi ile yemek pişen ocaklarda tencerenin altına konulan uzun demir çubuklar
haft = su yatağı
heranı = küçük kazan
kemıç = süzgeç, kevgir
ilançe = küçük bakır leğen
kuulek = 5-6 kilo yoğurt alabilen yoğurt kabı
kirpikli = kenarı oymalı bakır yemek tabağı
lenger = tabaktan daha düz bakır kap
lüngür = şırahanede üzüm şırasının toplandığı çukur
maşraf = içi kalaylı bakır su bardağı
püsüklük = yiyeceklerin saklandığı tel dolap
sacayağı = tandırın üzerine konulan, tencerenin altında bulunan üçle demir çubuk
şahşah = tahta kaşık
saçak elbezi, tencere bulaşık bezi
sahan = bakır tabak
savan = sofra altı
sindik = tandırın iyi yanmasını sağlamak için açılan hava deliği
sini = yayvan küçük kenarlı bakır tepsi
sitil = küçük kova
soku = bulgur, sarımsak dövmek için kullanılan ortası oyuk taş leğen
şirane = içinde üzüm ezilerek şıra yapılan yer
şirelâni = şıra kaynatmaya yarayan büyük bakır
üzlük = küçük çömlek
valelek = un eleği
oklaa = oklava
özük = içi sırlı yağ küpü
taka = bağ ve bahçelerde kullanılan kapaksız dolap
tuluk = kuzu ya da keçi derisinden yapılmış yağ ve peynir tulumu
yağrık = üzerinde et parçalamaya, doğramaya yarayan tahta
yarık = et dövmeye yarayan tahtadan yapılmış, dövmek için taş eli bulunan araç
foni baskı = tulum içine peynirin konulup bastırılma işlemlerinde kullanılan araç
ağız = memeli hayvanların doğumdan sonra sağılan ve pişirilen koyu kıvamlı ilk sütü
alaca = koruk salkımının olgunlaşmaya başlayan taneleri
alıç = kızılcığa benzeyen küçük kırmızı meyve
aş = çorba
aşık = keçi ve koyun etinin arka but eklemlerinden çıkan kemik
baldırcan = patlıcan
avcar = baharat
bar = turşularm veya salamura yiyecek kaplarının ağız kısmında meydana gelen küf
başşak = bağ, boston bozumundan arta kalanlar
bezi = hamur topağı
çaman = çemen
çıvındırık = etin en işe yaramaz kısımlan
çalkalama = yoğurttan çalkalanarak yapılan ayran
çor = çok tuzlu
çökelik = yağsız peynir
çörek = undan yapılan bir nevi tandır ekmeği
damlama = pekmez yapılırken süzülen şıra
diğremek = pörsümüş yiyeceklerin su serpmek ya da soğuk bir yerde korumak suretiyle eski tazeliğini kazanması
dili tatarı = az pişmiş yemek
etli pide = cıvıklı
eğaa = kaburga
enğil zamanı = ilkbaharda üzüm çubuklarının yeşerdiği zaman
ferik = piliç
gözlük = sebze yemeklerine sonradan konulan bulgur ya da pirinç
eşgamur = hamur mayası
şalak = ham karpuz
hamıkesılmek = pekmez kaynatırken şıraya kül atıp, tortunun dibe çökmesi
sövürtme = kebap
kakırdak = tuzlanıp eritilen koyun kuyruk yağının kapta kalan artığı
kalle = lahananın sert kısımlarının bulgurla pişirilmesiyle hazırlanan yemek
kabcık = meyve kabuğu
kavurga = kavrulmuş buğday, nohut
kete = mayalı hamurdan hazırlanan poğaça
köfter = pekmez, nişasta ve baharattan yapılan pestil
kundak = büyük üzüm salkımı
küncü = susam
küncülü = susamlı simit
mademış = maydanoz
mayahoş = az ekşi olan
mırçımış = yiyeceklerin bozulmaya çürümeye yüz tutması
ölemek = pek yoğurdu sulandırarak ayran haline ge timek
pür = taze yeşil soğan
seğeyağ = sâde yağ
sızgıt = kış mevsiminde yemeklerde kullanmak için hazırlanan kavrulup saklanan et
irişgilık = sucuğun iç malzemesi
suluzırtlan = suyunu iyice çekmemiş yemek
şemşamer = ayçiçeği
şire = üzüm suyu
şoy = mantı ve makarnaların kaynatılırken meydana gelen unlu suyu
tapsımak = et vb. yiyeceklerin bozulmaya yüz tutması, toprak gibi kokması
çığ = krema
yavan = yağsız
sızgıt = et kavurması



sindelhöyük kasabası - sindelhoyuk kasabasi - http://sindelhoyuk.free.fr