1310 yilindan itibaren Develiogullari'na bagli ailelerin bölgeye yerlesmesiyle temcileri atilan yöre.
1967 yilinda kasaba olmustur. Iç Anadolu bölgesinin Orta Kizilirmak bölümünde yer alan
Sindölhöyük beldesi Kayseri iline 86 km. Develi ilçesine 12 km. uzakliktadir. Genis bir ova
üzerinde yer alan kasaba: güneyinde Aladaglar. güne; dogusunda Erciyes Dagi. batisinda
Sultansazligi'yla çevrilmis güzel bir cografi konuma sahiptir. Beldenin yüzölçümü 300 km.
denizden yüksekligi 1200 m. olup. adini güneyinde bulunan mezarliktan almistir. Tabani sulu bir
arazi yapisina sahip yörede, halkinin temel geçim kaynaklari; büyük ve küçükbas hayvancilik,
tarim, hasir dokumaciligi, bitkisel örücülük ve madenciliktir. Sekerpancari, yonca, fasulye,
kabak, ayçiçegi, hububatçilik üretimi yapilmaktadir. Yörede pomza maden yataklari mevcuttur,
bu yataklarin büyük bir kismi sirketler kanaliyla isletilmektedir.[1]
"Fi sanatlari bireylerin bilgi ve becerisine dayanan özellikle dogal hammaddelerin kullanildigi elle
ve basit araçlarla yapilan ve toplumun kültürünü, gelenek ve göreneklerini tasiyan bireylerin
duygu, düsünce ve becerilerini yansitan, gelir getirici üretime yönelik etkinliklerdir.[2] Fi
sanatlarindan, çok uzun yillar hasir dokumaciligi ve bitkisel örücülügün yapildigi Sindelhöyük
kasabasinda, bu uygulamalarin ne zaman, nasil basladigi bilinmemektedir.
Hasir dokumaciligi, insanligin ilk kültür gelismelerinden biridir. Türklerde ise hasircilik, hasir otu
ile yakindan ilgilidir. Hasir. Arapça bir kelimedir. Bu nedenle hasir sözü. eski Türk
kaynaklarinda yoktur. Selçuklular döneminde, Ortaasya Türkleri, hasir yapilan ota Yiken
derlerdi. XI. yy.'da Kasgarli Mahmud. çig: Konar göçer Türklerin çig otundan yaptiklari bir
çadir örtüsüdür. Bu bitki, kamistan daha ince ve yumusaktir" der[3] . Kasabada hasir otu olarak
bilinen bitki, ülkemizde Ak saz, Gofalik, Kiliz, Kofa, Kofalik, Koga, Kov; Kovalik, puf sazi,
Semerci sazi, Semer otu, Su kamisi, Zembil otu gibi degisik isimlerle söylenir[4] .
Sindelhöyük kasabasinda, dokumalarda ve örücülükte kullanilan bitki Sultansazligi'ndan getirilir.
Sultansazligi, Develi Ovasi ortasinda, mevsimlere göre degiserek 8-13 bin hektar alani kaplayan
sulak bir sahadir. Develi-Yesilhisar-Yahyali üçgen içerisindedir. Kuzeyinde bölgenin en yüksek
(3916 m.) volkanik dagi Erciyes bulunur. Dagi eteklerinde büyük tatli su batakliklari tesekkül
etmistir. Sultansazligi'nda bitkiler (Hora) \ hayvanlar (fauna) çok çesitlilik ve zenginlik
gösterir[5]. Sultansazligi'nin büyük kismi kam ve yörede hasir otu seklinde ifade edilen sazlarla
kaplidir. Hasir otu, bataklik yerlerde yetisen saglam, ince. u/un. çok çesidi bulunan yillik
bitkidir. Bu alanda, çok sayida yüzen saz adaciklari vardir. Adaciklar kuvvetli rüzgarlarla yer
degistirirler. Genellikle kamis, batakligi daha derin kisimlarinda, hasir otu ise kenarlarinda yetisir.
Sindelhöyük beldesi halki kamis Sultansazligi'nda bulunan: Kapici, Oluklu, Gemikli, Üçevler,
Yanakarlar, Örtülüakarla adalarindan keser. Hasir otunu ise. Çatalada'dan getirir[6]
Sultansazligi'nda genellikle haziran-ekim aylari arasinda kasabada yasayan erkek tarafindan orak
ile hasir otu ve kamis biçilir. Sudan çikarilan ve kesilen hasir otu \e kamisla kurutulur. Kuruyan
kamislar ve hasir otlari uzunluklarina göre göz karari bir araya getirilere bag yapilir. Bu baglara
kütür de denir ve genellikle çapi 100 cm. ila 130 cm. arasinda degisil Kütürler. eskiden
camizlarin çektigi kagnilarla evlere getirilirdi. Bunun nedeni ise. Camizi diger hayvanlara göre
bataklikta daha rahat hareket edebilmesidir[7]. Günümüzde traktör römorklarla kütürler evlere
tasinmaktadir. Eve getirilen kütürler evlerin damlarina bahçelerine dizilir.
Hasir otunun alt kisimlarindan hasir dokunur, üst kisimlarindan ise genel olarak sel tabir edilen
sepet, ekmeklik vb. nesneler örülür. Hasir otunun alt (dip), yuvarlak, kalin gövde! kismina
yörede berdi: uç (üst), ince kisimlara ise kindira denir. Berdi sele seklinde genellenen bitkisel
örücülükte, kindira ise hasir dokumaciliginda kullanilir. Yörede, sel örücülügü genellikle beyler
tarafindan hasir dokumaciligi ise bayanlar tarafindan yapilir[8]
Her mevsim hasir dokunur. Önceki yillarda sadece desensiz dokunmaktadir. Mevsime göre
tezgahlarin kurulus yeri degisir. Yazin evlerin bahçesine, kisin ise evlerin içine uygun yerlere
tezgah kurulur. Tezgah için yere dört kazik çakilir. Bu kaziklara hasir kazgici denir. Kaziklar
arasina yerlestirilen leventlere yörede sirit denir. Kaziklarda siritlarin geçirilecegi delikler varsa
siritlar bu deliklerden geçirilir. kaziklarda delik yok ise siritlar. kaziklara çivilenir. Tezgahta
olmasi gereken diger parça ise taraktir. Azerbaycan'da tarak paral seklinde ifade edilir[9] .
Taragin genisligi ne adarsa hasir dokumanin genisligi de o kadar olur. Taraklar üzerinde belli
araliklarda delikler vardir. Bu deliklerden siritlara baglanan çözgülük ip geçirilir. Taraklar iki
sekildedir. Desensi/ hasirlarin dokunmasinda kullanilan taraklar üzerinde bulunan delik araliklari
daha fazla ve delik sayisi az, desenli hasirlarda kullanilan taraklarda delikler daha sik ve çoktur.
Taraklar, hasir otunu sikistirmaya yarar. Tarakla sikistirma islemine sikicak denir. Desenli
hasirlarin dokunusu zahmetli oldugundan son yillarda desenli hasir dokunmamaktadir. Düz hasir
ürünleri dikkatli incelendiginde hasir otunun sari. yesil tonlari bantlar halinde yerlestirilerek
dokumalara hareket kazandirilmistir. Ahirlarda, depolarda desenli hasir dokumasinda kullanilan
taraklar saklanmaktadir. Taraklardaki delikler, zaman geçtikçe okuma sirasindaki asinmadan
dolayi yamuk görünüm almistir[10].
Yöre halki tarafindan elde edilen çözgülük ipliklere esme denir. Esme: Sazlarin bükülüp
kendiliginden sekil alma özelliklerinden yararlanilarak islatilarak elde avuç içinde iki ayri ip elde
edilip, bu iki ipin tekrar islatilarak bükülüp, birlestirilip tek iplik edilmesi islemidir, Çözgü ipi
yapiminda kullanilan sazlar hasir otundan daha farklidir[11]. Dokumalarda kullanilan çözgü
ipleri önceki yillarda bu sekilde elde edilip kullanilirken, günümüzde sicim ipleri satin alinip
çözgülük seklinde kullanilmaktadir.
Dokuyucu tezgahin yakinina kullanacagi kadar hasir otunu getirir, islatir ve çözgülerin bir
altindan bir üstünden geçirerek dokumaya devam eder. Hasir otunun, çözgüler arasindan
geçirildigi her tur için birbas tabiri kullanilir. Hasir dokumasi bitince yanda kalan sap uzunluklari
kesilir. Çözgü uçlari baglanir. Hasirlar kasabada çogunlukla 100 X 300 cm. dir. Eni daha genis
olan dokumalarda vardir. 110 X 300 cm. gibi. Dokunan hasirlar rulo yapilip odalarin uygun
tarafina dizilir. Bir dokuyucu günde üç adet dokuyabilir. Tezgah ebadi ise yaklasik 1.20 X 300
cm. dir[12]
Eski Türkler, çadirlarin içine hasir yayar ve üstüne hali sererlerdi. Bu vakitler hasircilik
Türkiye'de Önemli bir sanat olmustur. Hasirci çarsisinin varligi buna güzel bir örnektir[13].
Günlük hayatta çok pratik (kisin sicak, yazin serin, sik sik yikamak mümkün), saglik için çok
yararli (insan bedeninden agri ve stresi kolayca çeker) olan hasirlarin üretim maliyeti çok
düsüktür ve ekonomik açidan faydali bir üretim alanidir[14].
Yörede dokunan hasirlarin kullanim alanlari:
Yer yaygisi: Genellikle kilim veya hali gibi ürünlerin altina soguktan korunmak
amaciyla serildigi gibi tek basina hasir yaygilarda kullanilir.
Tislik: Odalarda, duvarlar ile yastik arasina soguktan korunmak amacimla konulan hasirlara
tislik denir.
Çeyiz: Genç kizlarin çeyizlerine hasir eskisi kadar dokunmamaktadir. Bunlarin disinda bir baska
kullanim sekli ise. at arabasi ve römorklarda sap. saman tasirken dökülmemesi için hasir
dokuma kullanilir.
Kasabada hasirlar genellikle satilir. Dokuyan bayanin babasi, esi. kayinbabasi dokumalari yakin
çevrelere götürüp satar. Bazen beldeden biri dokumalari satin alir ve özellikle Mersin ve
Nevsehir'e götürüp satar[15]
Hasir dokumaciliginin kasabada çok uzun geçmisi vardir. 1975 yilina kadar her evde hasir
dokumaciligi yapilmistir. 1975 yilinda kasabada artezyen kuyulari açilmis ve tarim ilerlemis,
hasir dokuyan kisilerin sayisi azalmistir.[16]
Bitkisel örücülük: "Kendiliginden yetisen veya kültürü yapilan bazi bitkilerin sapini, yapraklarim,
ince dallarini oldugu gibi veya yararak ince seritler haline getirdikten sonra çesitli sekillerde
yapilan örgülere bitkisel örücülük denir[17]
Günümüzde zahmetli fakat ucuza elde edilen bu hammaddeleri ve tarimsal ürün artiklarini
isleyerek iç ve dis pazarlarda alici bulan degerli ürünlere dönüstürülebilen bir el sanati
konumuna gelmistir.
Tarihi çok eskilere dayanan ilk el sanatlarindan biri olan bitkisel örücülük sepet yapimi ile
baslamistir. Bugün ise bitkisel örücülük ürünleri sepet ile sinirli olmayip hem otantik hem
ekonomik deger tasiyan oldukça zengin çesitlilikte ürünlere dönüsmüstür. Özellikle son yillarda
modern tasarim anlayisi ile bütünlesen bitkisel örücülük ürünleri günlük hayatta çok genis bir
kullanim alanina sahiptir[18].
Bitkisel örücülük hammaddeleri olarak bilinen bitkiler ülkemizin çogu yerinde yetisir, Çok çesitli
ve çok boldur. Sindelhöyük kasabasinda bitkisel örücülük her geçen gün yayginlasmakta ve
gelismektedir. Elde edilen objeler incelendiginde sepet örme tekniginin kullanildigi görülür.
Sindelhöyük beldesinde, bitkisel örücülük hammaddesi yörede berdi denilen bir tür sazdir.
Berdi disinda dut dali. sögüt dali gibi malzemeler kullanilmaz.
Örücülük, kasabada yasayan erkekler tarafindan yapilir. Örme islemi sirasinda yapraklari serit
haline getirmek için biçaga benzeyen sis denilen alet kullanilir. Sisin ucundaki delige berdi
geçirilir, böylece örme islemi daha kolay olur.
Bitkisel örücülükle elde edilen ürünlere genel olarak sele denir. Dar anlamda ise sele iki sekilde
kullanilir. Birinci kullanimi, hayvan yemlerini tasimak için. ikinci ise. hayvan pisliklerini ahirdan
disari çikarmak için kullanilir. Seleye samanlikta denir .[19]
Örülerek elde edilen ürünler kullanilislarina göre ve son zamanlarda ise benzetildikleri nesnelere
göre isimlendirilmektedir.
Emeklik: Genellikle daire seklinde örülür, son zamanlarda istege göre kulplu da yapilir. Üzerine
pisirilen yufka ekmekler dizilir.
Sofra alti: Çift islevlidir. Hem içine ekmek konur, kapakli ve kulpluda yapilir. hem de sinilerin
altina konuldugunda siniyi yerden yükselttigi için sofra alti seklinde de kullanilir.
Lülük: Içine bulgur, nohut. un. patates vb. yiyecekler konur. Çogunlukla kapakli ve kulplu olur.
Kulplar esme denilen elde yapilan iplerdendir. Lülüklerin son yillarda çok farkli sekilleri
örülmüstür. Lülüklere vazo, küp. hamile kadin karni gibi isimlerin verilmesi bu nedenledir.
Palan Berdi: At. esek gibi hayvanlarin üstüne palan, semer, alik (kürtün) konur. Palanin, hayvan
sirtina degen kismi keçe. disa bakan kisim hali veya kilim olur. Palanin içine ise berdi konur.
Berdiler eskiden elle sikistirilirken günümüzde makine ile sikistirilmaktadir.
Küfe: Eskiden ahsap ve örme küfeler vardi. Büyük boyda yapilirdi. Küfeler at. esek gibi
hayvanlarin sag ve sol olmak üzere iki tarafina konurdu. Özellikle tarla ürünleri tasinirdi[20]
Yöre halki son bir-iki yildir ördügü objeleri boyalarla renklendirmektedir.
Sindelhöyük kasabasinda ürünler tipki Tarsus yöresinde ki gibi ürün çesidi ve sekli ne olursa
olsun sepet örme teknigi taban örme. gövde örme. agiz kapatma ve sap takma olmak üzere dört
asamada olusmaktadir[21].
Kasaba halki için hasir dokumada kullanilan kindira ile bitkisel örücülükte kullanilan berdi
disinda kamisinda yeri önemlidir. Kasabada bir tanesi kapali alanda, iki tanesi açik alanda
faaliyetini sürdüren üç atölye vardir[22]. Kamis, genellikle ekim ayi sonlarinda biçilerek
kurumaya birakilir. Kuruma islemi tamamlandiktan sonra uzunluklarina göre siralanir ve deste
sekline getirilir. Kamislar desteler halinde atölyelere getirilir. Kirklik makasi ile kamislarin uç
(tohumlu) kisimlari kesilir. Taraklarla taranir. Kelepçe ile her bagin kalinligi esit olacak sekilde
60 cm. seklinde ayarlanir. Paketleme makinasinda sikistirilip baglanir. Paketlenen baglardan
yüzer tanesi bir araya getirilerek balya yapilir. Bahalar Mersin limanindan yurt disina özellikle
Hollanda. Ingiltere. Almanya gibi ülkelere ihraç edilir. Yun disina gönderilen kamislar reed
seklinde bilinir. Bafra'dan (Samsun) getirilen kamislarda bu atölyelerde islenmektedir[23].
Sindelhöyük kasabasinda bostanlarin kenarina kamislar örülerek alacik denilen küçük tek odali
evler yapilir. Bahçe kenarlarinda kamistan örülmüs agillar vardir. Bazen ahirlarin ortasi da
kamislarla örülerek ikiye ayrilir. Böylece ahirin bir tarafina sap. saman konur, diger tarafinda ise
hayvanlar barinir[24]. Bu kullanim alanlari disinda kamis: ülkemizde, özellikle Iç Anadolu'da
kirsal yörelerde evlerin üzerine örtü . izolasyon maddesi olarak, çati yapiminda ters tavan. otel.
motel vb. yerlerde süs maddesi seklinde ve son yillarda peyzaj mimarisinde
kullanilmaktadir[25].




Aliyeva.Kübra. "Tarih. Gelenek ve Ekonomik Acidan Azerbaycan'da Hasir Dokuma Sanati.
2000'li yillarda Türkiye'de Geleneksel Türk El Sanatlarinin Sanatsal, Tasarimsal ve
Ekonomik Boyutu Sempozyum Bildirileri
, T.C. Kültür Bakanligi Yayinlari, Ankara. 1999.
Arli Mustafa- ÖLMEZ, Filiz Nurhan. "Bitkisel Örücülük Ürünleriyle Çagdas Aplikasyon
Örnekleri". Türkiye'de El Sanatlari Gelenegi ve Çagdas Sanatlar Içindeki Yeri
Sempozyum Bildirileri
, T.C. Kültür Bakanligi Yayinlari. Ankara. 1997.
Arseven. Celal Esad, "Hasir". Sanat Ansiklopedisi. II. Cilt. Milli Egitim Basim Evi.
Istanbul. 1983.
Ayan. Remzi Rusen, "Develi Ovasi", Develi Belediyesi Haber Bülteni, Yil:3. Sayi:8.
Develi. Subat-Mart 2002.
Baytop. Turhan, Türkçe Bitki Adlari Sözlügü, Atatürk Kültür. Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Türk Dil Kurumu Yayinlari: 578. Ankara. 1997.
Onuk. Taciser-AKPINARLI. Feriha - ORTAÇ. H.Serpil - ALP. Özlem. Tarsus El Sanatlari,
T.C. Kültür Bakanligi Yayinlari. Ankara. 1998.
Ögel. Bahaeddin. Türk Kültür Tarihine Giris III, T.C. Kültür Bakanligi Yayinlari. Ankara.
2000.
http://ccc.1asphost.com/seyrani/index.htm
http://ccc.1asphost.com/seyrani/sindel.htm
* Erciyes Ünv. Kocasinan M.Y.O. Ögretim Elemani
** Bu çalismam sirasinda yardimlarini gördügüm, sevgili esim Cihat SAHIN'e, Develi Belediye
Baskani Sayin Ali AGCA'ya. Sindelhöyük Kasabasi Belediye Baskani Sayin Nuh ASIK'a, Sayin
Emir Ali ÖZCAKIR'a, Sayin Ibrahim TÜRKMEN'e. Sayin Hanife KARADÖL'e. Ögrencilerim
SUNA SAHIN ve Yasin KURUCAY'a, Sindelhöyük Kasabasi halkina tesekkür ederim
[1] Bu bilgiler. Sindelhöyük Kasabasi Belediye Baskani. Sayin Nuh Asik tarafindan verilmistir
[2] Taciser ONUK-Feriha AKPINARLI-H.Serpil ORTAÇ-Özlem ALP, Tarsus El Sanatlari.
T.C Kültür Bakanligi Yayinlan. Ankara. I998. s. 13.
[3] Bahaeddin ÖGEL. Türk Kültür Tarihine Giris III. T.C . Kültür Bakanligi Yayinlari.
Ankara. 2000, s.191
[4] Turhan BAYTOP. Türkçe Bitki Adlari Sözlügü, Atatürk Kültür. Dil ve Tarih Yüksek
Kurumu Tür Dil Kurumu Yaynlari: 578. Ankara. 1997. s. 130.
[5] Remzi Rusen AYAN, "Develi Ovasi" Develi Belediyesi Haber Bülteni, Yil:3. Sayi:8.
Develi Subat-Mart 2002. s.10.
[6] Sindelhöyük kasabasinda yasayan Ibrahim Türkmen tarafindan verilen sifahi bilgilere göre.
[7] Sindelhöyük kasabasinda yasayan Süleyman Ilipinar'in verdigi sifahi bilgilere göre.
[8] Fatma Çelik. (43 yasinda. ev hanimi, tahsil yok. 4 çocugu var) verdigi sifahi bilgilere göre.
[9] Kübra Aliyeva, Tarih. Gelenek ve Ekonomik Açidan Azerbaycan'da Hasir Dokuma Sanati.
2000'li yillarda Türkiye'de Geleneksel Türk El Sanatlarinin Sanatsal. Tasarimsal ve
Ekonomik Boyutu Sempozyum Bildirileri
. T.C. Kültür Bakanligi Yayinlari. Ankara. 1999, s.
5.
[10] Firdevs Ilipinar. (53 yasinda, ev hanimi, tahsili yok. 4 çocugu var) verdigi sifahi bilgilere
göre.
[11] Fatma Yargi. (45 yasinda, ev hanimi, tahsil yok. 7 çocugu var) verdigi sifahi bilgilere göre.
[12] Dudu Göksen, (41 sasinda, ev hanimi, tahsil yok. 4 çocuk annesi) verdigi sifahi bililere göre.
[13] Celal Esad Arseven. "Hasir", Sanat Ansiklopedisi, 11. Cilt. Milli Egitim Basim Evi,
Istanbul. 1983. s. 690-691.
[14] Kübra Aliyeva, "Tarih. Gelenek ve Ekonomik Açidan Azerbaycan'da Hasir Dokuma
Sanati".
2000'li Yillarda Türkiye'de Geleneksel Türk El Sanatlarinin Sanatsal,
Tasarimsal ve Ekonomik Boyutu Sempozyum Bildirileri
, T.C. Kültür Bakanligi Yayinlan.
Ankara. 1999, s. 3.
[15] Fatma Yargi. (45 yasinda, ev hanimi, tahsil yok. 7 çocuk annesi) verdigi sifahî bilgilere göre
[16] Emir Ali Özçakir'in verdigi sifahî bilgilere göre.
[17] Taciser Onuk-Feriha Akpinarli- H.Serpil Ortaç-Özlem Alp. Tarsus El Sanatlari, TC
Kültür Bakanligi Yayinlari. Ankara. 1998. s. 39.
[18] Mustafa Arli-Fili/ Nurhan Ölmez. "Bitkisel Örücülük Ürünleriyle Çagdas Aplikasyon
Örnekleri".
Türkiye'de El Sanatlari Gelenegi ve Çagdas Sanatlar Içindeki Yeri
Sempozyum Bildirileri
, TC. Kültür Bakanligi Yayinlari. Ankara. 1997. s. 90.
[19] Süleyman Ilipinar. (53 sasinda, tahsili yok) verdigi sifahi bilgilere göre
[20] Emir Ali Özçakir'in verdigi sifahi bilgilere göre.
[21] Taciser Onuk-Feriha Âkpinarli-H:Serpil Ortaç-Özlem Alp. Tarsus El Sanatlari, T C.
Kültür Bakanligi Yayinlari, Ankara. 1998. s. 39.
[22] Ihsan Kafdagi'nin sifahi olarak verdigi bilgilere göre.
[23] Mehmet Tuna. Tunalar Kamis Atölyesinin sahibi.
[24] Emir Ali Özçakir'dan alinan Isifahi bilgilere göre.
[25] Remzi Rusen Ayan. "Develi Ovasi". Develi Belediyesi Haber Bülteni, Yil:3.Sayi:8.
Develi. Subat-Mart 2002
SINDELHÖYÜK 'ÜN MANEVI ZENGINLIKLERI
KAYNAKLAR
SINDELHÖYÜK 'ÜN MANEVI ZENGINLIKLERI